Afife'den
- Nazlıcan Şahin
- 22 Mar 2020
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 15 Eki 2020
Sevgili Küçüğüm,
Tanışabilmeyi bende ne çok diler idim. Lakin üzülmeye değmez. Sana bu hususta verilen namütenahi şanslar vardır. Olur da bir gün benim şehrime gelecek olur isen ; benim bir zamanlar mehtabı izlediğim yerlerde mehtabı izleyebilir, gezindiğim yerlerde gezinebilir, benimle aynı vapurun aynı yerinde oturabilirsin. Bir zamanlar benimde orada olduğumu düşünür, ruhunun derinliklerinde bu kez varlığımı hissedersin.
Nazlıcığım, mektubunu bir solukta okudum. Hakikatı dile getirmek durumundayım, hayat üzerine yazdığın birkaç cümleyi anlamak benim için hayli zor oldu. Lakin haddizatında anlatmak istediğin hisleri anlayabildiğime şüphe duymayasın.
Günlerinin nasıl geçtiğini uzunca anlatmakta çekinmiş olabileceğini düşündüm. Umuyorum ki doğruluğu olmayan bir düşünce silsilesi içindeyimdir. Çünkü biliyorum ki insan yalnızca kederini kendine saklamayı ister. Yine umuyorum ki amiyane günler olarak dile getirdiğin günler hakikattede öyledir. Öyle olmaması insana çok acı verir. Günlerin benim içinde böylece geçivermesini isterdim, ancak ne yazık ki önceki mektuplarımda sana anlattığım bey ile canhıraş hususumuz oldu. Şöyle söylemeliyim, sanıyorum ki o beyden mektuplarımda son kez bahsetmek durumundayım. Beni tevekkeli bırakıp gidiverdi. Ne çok üzüldüm bir bilsen. Anlatmakta çekindiğim başka hususlarda oldu lakin galiba bende uzunca anlatamayacağım. Yalnızca şunları söyleyivereyim: Ben onu farklı sanır idim. Konuştuğu vakit ağzından çıkan bir kelimeye inanmamak ne de küstahca olurdu. Gözümde bu denli değişmesi neme gerekti? Keşke öylece kalsaydı aklımda, hakikatende farklı sanır idim. Hoş, sevilmediysem de elden ne gelir. Neticede kaybettiğim çok bir şey olmasa gerek, canımdan başka...
Günler ne de acımasız davranmakta...
içten sevgilerimle
-Afife'den
27/02/1968
Comments